3 Ekim 2007 Çarşamba

KISA BİR GİRİŞ


uzun zamandır piyasada yokum,sine i boşluğa çektim kendimi.16 ağustos 2007 tarihinden itibaren telefonum kapalı msn im offline.illa ki bir kaç kişinin dikkatini çekmiştir diye, sırf onlar için sade bir şekilde anlatmaya çalışacam bu süreci.diğer yazılarımın zaten okunmayacağını bildiğimden, sadece kendime yazdığımdan emin olduğumdan, sınırsız saçmalama hakkımı burada kullanmayacağım.başlayalım:



BÖYLE Mİ OLACAKTI BÖYLE Mİ OLACAKTI
öyle yada böyle ister seke seke ister ske ske olan oldu.anladım ki emek her zaman karşılığını bulmuyor,azimle delemeyeceğini anladığın an:"allah ım neydi günahım,ben nerde yanlış yaptım?" sorusunu sormak cevabını bulamadıktan sonra lazım değil,olaya kattığı sadece arabesk bir dekor.işin daha kötüsü bu aklınıza zamk gibi yapışırsa kafayı çizmemeniz na mümkün.esnaf amcalarında dediği gibi "insanız ya" üzülüyoruz.üzülmekten de ötesi,isyan edesimiz geliyor ama muhattabı seçemiyoruz,malum bu ülkenin ennn popüler figüranları biziz..başrol ise kazananlarda,kimisi iyi ki bu filmi seçtim diyor,kimisi ise zaten seçmemiş gönderilmiş filme,o şimdi pişman...Neyse, sonunda "yapabileceğimin en iyisini yaptım." diyerek işin içinden çıkıyorum, ben çıktıktan sonra hala orada debelenen varsa bilmesinde fayda var.



BİRAZ GEÇ KALMADIN MI?GELSEYDİN DERDİNİ ANLATSAYDIN?
biraz değil epey geç kaldım.geç kalmamın nedeni sürekli bir değişim.bazen sinirlendim "şimdi lirik-depresif öyle bi yazı yazıcam ki koycam ortama" dedim,"bazen hüzünlendim "gerek yok inan gerek yok, bi daha kimseyle konuşmıcam "dedim, bende karar veremedim,çelişkilerimin ete kemiğe büründüğü nokta buydu.gelip size derdimi anlatma hususunu ise tek boyutlu düşünmeme bağlıyorum.zira amacım hakikati aramak,içimdekileri dökmek değil haklı olmak,hınç almak olacaktı.bu tepkiyi vermek bile belki gerekliydi amma belli bir tabana sahip olmadığımdan rezil ve kırıcı olmam yüksek ihitmaldi.geçmişimide kurcaladığımda gördüm ki öyle açıldığım kimse yokmuş.bunun nedeni kişilere duyduğum güven,sevgi vb kaynaştırıcı maddelerin eksikliği de değil,daha farklı bir şey.bir şeyi kafama taktığım zaman çoğu kez tüm dünyayı bundan sorumlu tutmam,mantığı çocuk esirgeme kurumuna bağışlamam,duygular derinleştikçe yanlız kalmak gerektiğine inanmam,tek başıma kederlenince büyüyorum sanmam vb. öyle bişeyler işte.en önemlisi ise "bunlar dert değil,gelip-geçici etrafa bulaştırmaya hiiiç gerek yok,karizmam zedelenir" tarzı mallıkkar,bunlar benim defolarım.sizinkileride şöyle özetliyim alınan alınsın..konuşmalarınızda üstün çıkmanın birinci gaye olması beni size soğutuyor. "her şeyin en iyisini ben bilirim","ben gördüm geçirdim","oyle olm sen bilmiyosun" dan öteye gidemeyen nasihatlarınız canımı sıkıyor.herkesin düşüncesinin size benzemesini istiyorsunuz,bir noktada kesişmeyince kesişmeyen bölümlerin özellikle altını çiziyor küçümsüyorsunuz.."dünyanın merkezi benim ne var" deseniz tamam, nasreddin hoca ya aşinasınız diycem geçicem de beni de o merkeze sokmak için törpülemeye çalışmanız ayıptır be ya.bir şey anlatırken "bunlarda bişey mi" iması yapan çok bilmiş cool kahraman modunda takılmasanız bahçemde çiçekler açacak.bundan dolayı size kızdığımı, içten içe kin duyduğumçıkarımına varmayın.bir kere anlaşılmaya yönelik beklentilerimiz muhatap ile sınırlıysa, muhatabı iyi seçmek "anlaşılmaz"ın sorumluluğunda değil midir? kim anlaşılmayacağını bile bile, göre isteye ya da düşünmeden, tartmadan muhatap belirleyip sonra anlaşılamamaktan yakınabilir ki?



PEKİ YAVRUM VALLAHİ KENDİMİZE İNDİRGEMİYECEZ ANLAT SEN DERDİNİ SADECE DİNLİCEZ(opsiyonel,okunmasada olur)
Abilerim,Ablalarım,nah bu güne kadar kendimi tanıyacağım çevrem,atmosferim olmadı.Kendi hakkımdaki tüm bildiklerim beni bana dayatanlardan geçti,geçiyor.Bütün değer ve yargılarda keza!O ortalamalığın üstüne çıkmak çok zor.Hadi diyelim değer ve yargıları,baskıları aştın,dinamiği aşmak uzun zaman alıyor,olmuyor.Herkes bir sağına bir soluna bakıyor hiza alıyor,o herkesi hizaya geçiren sisteme kafam girsin ok?Sistem mi dedim,insan bu çağda azılı sistem düşmanı,müşteriği olur mu(ben anarşit dede korkut muyum?)Tamam sisteme kıllanır da "YA ONUN DOĞASI BÖYLE ALLIŞIRSIN" dolmasını yer,oturur aşağı değil mi?İnanın adapte olacağım yaşta,adaptasyon mekanizmam hasar gördü.Onun beni bu denli etkilemesini yediremiyorum kendime,ben nasıl böyle bir tufaya geldim,BEN NASIL ÜZÜLÜRÜM?Oysa onun dikte ettiği herşeye götümle gülmem lazımdı,"fuck the system" gençligiyle uç noktada dalga geçen de bendim nitekim..Burdan bir kaçıp kurtulsam,bir dışında bulsam,geri dönünce anlayacağım belki;ne istiyorum ne arıyorum o vakit karar veririm aktor mü olucam,suflor mu takılıcam yoksa yazının başında belirttiğim figüranlığa devam mı?Oh abilerim ablalarım(oh bebek diyemedim) zaman tek kapitalin,ömür öyle yada böyle geçiyor,senelerini car cur edenlerin yaşanmamışlıkları efsane boyutlara ulaşıyor,ukteli ukteli hepsi.İyi niyetle başlanmış son derece rükuş sonlanmış eylemleri var,ama vurgu buraya değil,vurgu "sürünsün ibne"kafası mantığı."Abi/abla ya, şöyleymiş/böyleymiş ya, şaştık biz",cevap:YENİ Mİ ÖĞRENDİN?lan topoş madem biliyodun niye söylemedin,söylesen epik bir yaşam kesitinin kıyısından mı dönersin,"bir yudum insan"a konu mu olursun?Yavaş yavaş anlıyorum ki standart-aktif bu."sürünsün ibne" Sadece eşe dosta aileye karşı seçici geçirgenlik var,onda bile zamanla silinip gitme oluyo çoğu zaman.Karşındakinin başarısızlığı üzerinden bir kendini var etmeye dayalı.


OLSUN TAKMA,BAŞKA SÖYLEYECEĞİN ŞEYLER VAR MI?
var da uğraşamam şimdi,şunu belirtmek istiyorum..özellikle birileriyle konuşup,birilerine susmadım..herkesle aynı iletişimsizlik çabası içerisindeydim.alınanlar,küsenler varsa,ahmet çakar misali höykürüyorum "YANLIŞ YOLDALAR".sancılı bir dönem geçirdiğimin farkındayım bende beklemiyordum açıkcası..bıçaklanmanın en zevkli tarafı "acımadı ki" diyip kendini avutmakmış derler,bilemiyorum.bildiğim şey tekrar dönmekte,dönüşlerde olmam.beni o dönemler önemsemeye çalışanları kafama mıh gibi çaktım,yüzlerce bonus verdim,VIP listeme aldım,teşekkürler.


"çok yanlızım be atam"

Hiç yorum yok: